Yeni bir yer keşfettim. Bi tabelası bile yok. Ufacık kutu gibi bir ev. Ama içi en çatır kışta bile sıcacık. Ahsaptan kapısı, açıp girince iceriye, mis gibi amber kokusu. Tam sağında kapının yine ahsaptan yapılmış, dikdörtgen sipariş masası var.
Gir içeriye utanma, sıkılma. Senden cok insan var içeride. Hemen karşında şark köşesi var. ilerle.. ilerle…
Duvarlarda resimler ama öyle makidan çekilmiş değil.Birisi emek vermiş almış karşısına sohbet dostlarını, elleriyle isleye isleye sıkılmadan cizmis fotograflarini. Hafiften bir müzik sesi, hatırlatıyor belkide eski gunlerini. Neredeyse her yaştan insan mevcut. Nenem getirmiş torununu yanında, dedem söyleniyor bu yaşta çocuk bakıyoruz diye. Iki yabancı gördüm, sanırsın ki yıllardır dost meğer, orada nescafe içerken sohbet ederek tanışmış.
Oturdum bir kenara topallayarak birisi geldi yanima. Merhaba dedi, narin ve titrek sesiyle. Sonra söze sohbet edebilir miyiz? Diyerek devam etti. Güleç yüzüne hayır demek mumkun muydu? Tabii dedim , sandalyeyi çektim oturmasına yardım ettim. Ben Leyla dedi. Bende Melek memnun oldum dedim. Bende dedi ama oyle urkektiki, ben bile kendimi zarar verebilecekmisim gibi hissettim. Nasıl begendinizmi dedi. Neyi dedim. Burayı tabiki dedi, biraz düşündüm sorusuna yanıt netti mükemmel dedim .
Ben böyle nezih sohbet evi görmedim. Tam bir aile ortamı evet öyle ahşap gösterişli bir yerimiz yok ama, sizlere yazışarak sunabilecegimiz, sohbet sitemiz mevcut hemen tikla sende gel.